Vanspor FK – Vanspor ORG ve Vanspor NET – Van Spor Portal

Emlak Kralı Seyithan İzsiz’in Hayatı

27.08.2021
Emlak Kralı Seyithan İzsiz’in Hayatı

Çok değil bundan tam 19 yıl önce binbir umut ve hayalle taşı toprağı altın diye İstanbul’a gelen İzsiz kardeşler ilk başlarda çok büyük çile ve acılar çekseler de yılmayarak o taşı toprağı altın yapmayı başardı…

Kenan Biter’in haberi

Onların hikayesi genç girişimcilere örnek olacak cinsten… 1993 yılında memleketleri Van’dan göçüp İstanbul’a yerleşen İzsiz kardeşler, beş parasız atıldıkları iş hayatlarında aldıkları doğru kararlar sonrası bugün milyon dolarlık yatırımı yönlendiren kişiler konumuna yerleşti.

Belki çok sık duymuşsunuzdur ‘limon satarak başladı şimdi ise fabrikası var’,  yada ‘bakkallıktan başladı şimdi süper marketler zinciri sahibi’ diye…  Ama bu örneklerin hepsine baktığınızda en az yarım asırlık bir geçmişe sahip olduklarını ve söz konusu dönemlerde de herkesten biraz farklı düşünüp bugünlere gelinebileceğini göreceksiniz. Ancak bu başarı öyküsünün tarihi o kadar eski değil, dönemi ise hiç  öyle farklı düşünüp de yapılacak yatırımlar ile büyümeye müsait değil. Ayrıca, öykünün kahramanlarının arkasında dayı, amca ya da güçlü bir tanık da yok, tam aksine yitip gidenler var….

1993  yılında memleketleri Van’dan İstanbul’ a gelerek hayatlarına burada devam etme kararı alan İzsiz kardeşlerin hikayesi oldukça ilginç…  İlk başlarda bekar evinde, elbiseleri bile  sırılsıklam eden bir rutubete sahip tek yataklı bir odada dönüşümlü yatarak İstanbul’un ağır yükünü hafifletmeye çalışan kardeşler,  farklı iş kollarında çalıştıktan sonra 1997 yılında 40 m2’lik bir apartman dairesinde açtıkları emlak ofisi ile kendi işlerini kurar…

İlk zamanlar kuru bir masa ve sandalyeden ibaret olan ofiste tüplü ısıtıcı ile  ısınıp 6 ay neredeyse tek bir siftah dahi yapmadan iş hayatının zorlu günlerini geçiren İzsiz kardeşler için milat, bugün dahi hatırlandığında içleri acıtan 1999 Marmara Depremi oluverir. Deprem sonrası herkes bölgeden uzaklaşıp kaçmanın yollarını ararken, İzsiz kardeşler ise binbir emekle biriktirip satın alıp oturdukları ev ile eski model bir otomobili satarak ceplerine koydukları 33 bin TL ile bölgede al-sat yapmaya koyulur.

İşte o gün ileri görüşlülük ile alınan karar ve sonrasında yapılan yatırımlar ile kendilerinin dahi inanamadığı hızlı bir büyüme içerisine giren İzsiz kardeşler, tam 12 yılda yaklaşık 65 bin konutun satışını gerçekleştirirken, şimdi ise 80 ayrı noktada şubesi olan, 2 bin kişilik dev kadrosu ile binlerce dairelik portföyü ve yıllık 25 milyon TL’lik bir geliri ellerinde bulundurarak, geleceğin emlak kralı olma yolunda emin adımlarla ilerliyorlar.

Bizde haber7.com olarak Delta İnşaat Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Nihat İzsiz ile eşine ender rastlanacak bu başarı öyküsünün detaylarını ve bugünü konuştuk…

Öncelikle nasıl başladı hikayeniz?

Bizler 12 nüfuslu Vanlı bir ailenin çocuklarıyız… Hikayemizin temelleri, evin en büyük çocuğu olan ve  ayrıca da ikna kabiliyeti en yüksek olan abim Seyithan İzsiz’in 1993 yılında babamı ikna ederek rahmetli olan ortanca abim Tevfik İzsiz ile İstanbul’a gelmesi ve daha sonra sırasıyla beni ve kardeşimi yanına çekmesi ile birlikte atılmış oldu.

Peki İstanbul’a geldiniz sonrasında ne yapmaya başladınız?

Abim Seyithan bir pastanede garsonluk yapıyordu, bizler ise onun yanında mutfakta çalışıyorduk. Daha sonra oradan ayrılmak zorunda kaldık. Abim bir restaurantta işe başladı ve çok kısa bir süre içerisinde müdürlüğe kadar yükseldi, sonra bizleri de yanına aldı ve onunla beraber çalışmaya devam ettik. Yalnız tabi çok zor koşullarda çalıştık.  İnanmazsınız 1 yıl boyunca mutfakta bulaşıklardan kafamı kaldırmadan çalıştığımı hatırlarım…

Nerede kalıyordunuz?

Ben gelmeden önce abimler, 20 metrekare tek göz odalı bir evde 6-7 kişi kalıyorlardı. Birinin yatması için diğer birinin kalkması gerekiyordu. Biri kalkıp işe giderken öbürü işten gelip istirhate çekiliyordu. Kaldığımız oda rutubetten adeta sırılsıklam oluyordu. Gerisini siz düşünün…Böyle bir ortamda hayat mücadelesi veriyorduk anlayacağınız…

Hep orada mı kaldınız?

Hayır…Rahmetli babam 1996 yılında  İstanbul’a geleceğini söyleyince biz üç kardeş yaptığımız 12 bin dolarlık birikimimiz ile Sefaköy’de yarı peşin yarı taksitle daire aldık ve ailece oraya yerleştik.

Ortanca abinizin vefat ettiğini söylediniz…

Evet…Tam İstanbul’un hayat tarzına alışmaya ve düzeninimizi oturtmaya başlamışken, bir gece yarısı karakoldan gelen telefon ile yıkıldık. Arayan polis memuru abim Tevfik’in  trafik kazasında hayatını kaybettiğini söylemişti.Ondan sonra belli bir dönemin nasıl geçtiğini hatırlamıyoruz zaten…

Çok çile çekmişsiniz, hiç pes etme noktasına geldiniz mi?

Evet çok çile çektik… O günleri her hatırladığımda da duygulanırım. Ama yapacak bir şey yok. Bu bir test ve biz de böyle sınanıyoruz. O yüzden yüce Allah emek ver diyor, bizde emek verdik ve vermeye devam edeceğiz. Pes etmek bize göre değil. Rahmetli abim, bekar odasında çalıştığı yerlerde öğrendiği sofraları kurup resmini çekerek anneme yollarmış ve ‘Sen üzülme bak biz bu tarz sofralarda yemek yiyoruz’ diye yazıp annemin içini rahatlatırmış. İşte biz bu örnekteki gibi, acının içinde acımızı yansıtmamayı öğrendik.

Bunca acı içinde iş hayatına nasıl atıldınız?

Seyithan abim, ortanca abimin vefatından sonra askere gidip onu aradan çıkartmıştı. Abim Seyithan ile askerden döndüğünde bir akşam kafa kafaya vererek sermayesi az ama emeği fazla bir iş düşünmeye başladık ve 1998 yılında emlak ofisi açmaya karar verdik. İlk ofisimizi Beylikdüzü’nde bir apartman dairesinde açtık. İnanmazsınız ilk 6 ayı bir çivi dahi satamadan geçirdik.

Sonrasında ne oldu?

İşlerin böyle yürümeyeceğini sadece Mehmet’in malını Ali’ye Ali’nin malını ise Mehmet’e satmakla bu işin olmayacağını anladık ve al-sat yapmaya başladık. Birikimlerimiz ile satın aldığımız evi ve arabamızı sattık. Elimize 33 bin TL gibi bir nakit para geçti. Bu para ile ilk başlarda bir ev alıp satmaya başlarken, sonrasında bu beş alıp, beş satmaya döndü. Bölgenin bir nevi emlak hurdacısı olduk.

Peki dönüm noktası ne oldu?

1999 yılında yaşanan ve hatırladığımızda halen içimizi acıtan o deprem bizim için bir milat oldu. Beylikdüzü’nde fiyatlar binalar yüksek katlı olması sebebiyle çok düştü. Ancak herkesin unuttuğu bir şey vardı; Beylikdüzü’nde hasar tespit yoktu ve tam tersine binalarda sağlıklıydı. Bizde bunu gördük ve elimizdeki tüm birikimi oraya yatırdık ve karlı çıktık.

Bu ileri görüşlülüğü kim dile getirdi?

Tabiikide Seyithan abim.. O dönemler emlak ofisimizi açmadan önce Beylikdüzü’nden çıkmıyordu, rahmetli babam hatta o zaman çok kızıyordu; ‘Ya oğlum bu adam işi gücü bıraktı üç ay boyunca geziyor tozuyor, bu adam oturamazdı yerinde ne oldu buna’ diyordu. Bende soruyordum ona ‘ne yapıyorsun bu aralar’ diye O da diyordu ki ‘Bir pazar buldum üzerinde gidip geliyorum, araştırıyorum’… Meğersem bahsettiği pazar  Beylikdüzüymüş biz bilmiyormuşuz… Sonra bir gün geldi dedi ki ‘Tamam, emlak işine karar verelim’ dedi .. ‘Nerede?’ dedim,  Tabi ben Florya da, Yeşilköy de çalıştığımız için oraları söyleyecek zannetim ama o ‘Yeşilköy de neresi dedi, Yeşilköy’de yapılan yer mi var, orada potansiyel yok, potansiyel Beylikdüzü’nde’  dedi, böylece  o bölgeye karar vermiş olduk.

Kazandıkça işleri de genişlettiniz öyle mi?

Evet… O dönemlerde alıp satarken bazı müteahhit arkadaşlarımızın bir kısır döngü içerisinde olduğunu gördük. Bir apartman yapıyorlar ama satış noktasında ekipleri olmadığı için tıkanıp kalıyorlardı. Biz bu müteahhit dostlarımızla bir araya geldik ve şöyle bir sistem geliştirdik… Onlar binanın kabasını yapıp üzerine karlarını koyup bize satacaklar, bizde ince işçiliğini yapıp satışa çıkartacaktık. Bu sistemde yaklaşık 4 yıl çalıştık ve çok güzel paralar kazanmaya başladık.  Bir nevi yarı müteahhit konumuna yükselmiş olduk. Ama bu arada emlak ofislerimizi de çoğaltmaya ve satış ekibimizi de genişletmeye devam ettik.

Tamamen inşaat sektörüne ne zaman geçtiniz?

2009 yılına gelindiğinde ilk kazmayı Beylikdüzü’nde vurduk. İlk rezidans projemizi inşaa ettik ve çok kısa bir zamanda bölgede emlakçılık döneminde oluşturduğumuz güven ile tüm dairelerimizi sattık. Sonra arkasından iki üç derken tamamen inşaat sektörüne girmiş olduk.

Emlakçılığa devam ettiniz mi peki?

İnşaat sektörüne tamamen girdikten sonra emlak ofislerinin tamamını franchising yöntemi ile bayilere devrettik. Orada da 80 şubemiz bulunuyor bizde markanın merkezi pozisyonunda yer alıyoruz.

Bu arada ailede inşaatçı var mı?

Rahmetli babam gençliğinde iyi bir duvar ustasıymış. Fakat memlekette bir gün bizim evimizi yapmaya kalktı o 6 aylık iş tam 6 yıl sürdü… Bende onun yanında çalışan çırağıydım. O dönem S gibi bir duvar örmüştü, komşular gelip diyorladı ki,  ‘Ya İbrahim abi bu duvar eğri olmuş’ oda diyordu ki, ‘Karışmayın İbrahim yapısıdır böyle iyidir’… İşte bizdeki inşaatçılık bu kadardı yani…

Toplamda kaç kişi çalışıyor bünyenizde?

80 farklı noktada yer alan bayilerimiz, kendi satış ofislerimiz ve inşaatlarda çalışan işçilerimiz ile yaklaşık 2 bin kişi bu Delta Emlak ve İnşaat markası altında ekmek yiyor.

2 bin personeli yönetmek zor olmuyor mu?

Tabiî ki hepsini biz yönetmiyoruz. Her bölgenin ve birimin başında kendisine son derece güvendiğimiz isimler yer alıyor. Bunlar içinde ilk ofisimizi açtığımızda çaycılık ve ofisboyluk yapan isimler de bulunuyor…

Nasıl yani çaycınız bir bölgeyi mi yönetiyor?

Aynen öyle. Bu işe ilk girdiğimizde personele verecek paramız olmadığından o dönem ofisin mutfak işleri ile ilgilenen Suzan hanıma biz ”Artık sende sahaya çıkıp satış ve kiralama yapacaksın” dedik. İlk başlarda  çok çekindi ‘yapamam’ dedi, hatta ağladığı dahi olmuş ama bakın bugün geldiği noktaya bir bölgemizin müdürü olarak görevine devam ediyor ve kendisinin üzerine bu sektörde pazarlamacı tanımıyorum.

Tekrardan sektöre dönecek olursak şu an devam eden projeleriniz var mı?

Evet son 3 yıl içerisinde Delta Towers 1-2-3’leri ve Delta Park projesini bitirdik. İkisi oturumda diğer iki projemizde bir iki aya oturuma hazır hale gelecek. Yeni projemiz ise yaklaşık bin konut ve AVM’den oluşuyor. Birde 2 bin dairelik bir projenin çalışmasını yapıyoruz.

Projelerinizdeki donatılar neler?

Ben her zaman söylüyorum bizim projelerimizde yok yok…Projelerimizde havuzdan sıcak ünitelere, saunadan Türk Hamamı’na, spor salonlarından vitamin barına kafesine, terasından lobisine valesine varana kadar her şey bulunuyor. Projelerimizden daire satın almaya gelen müşterilerimiz zaten 10’un üzerindeki örnek daire ile hepsini görebiliyorlar.

Müşteriye diğer projelerden farklı olarak ekstra ne sunuyorsunuz?

Dairesini kendi zevkine göre dekore etme fırsatını sunuyoruz. Şöyle ki…Biz daireleri iskelet şeklinde bırakıyoruz ve müşterilere diyoruz ki, daireyi gezin ve ne istiyorsanız not edin daha sonra bunu mimarımız ile paylaşın sizin zevkinize göre dekore etsin. Böyle olunca da tabiki ev sahipleri kendi zevklerine göre dairelerini dekore ediyor ve komşusuna gittiğinde evinin aynısını görmemiş oluyor.

Satış noktasında sıkıntı çekiyor musunuz?

Biz tabi bu konuda da biraz iddialıyız… Özellikle 14 yıllık tecrübenin bize getirdiği en önemli özellik müşterinin ne talep ettiğini biliyoruz, yani müşteri 1+1 daireden ne bekler 4+1 daireden ne bekler onu çok iyi biliyoruz dekor anlamında da yani içerisinde kullanabileceğimiz ürünler itibariyle ile de bir gayrimenkulden bir konuttan ne bekler onuda çok iyi biliyoruz. Dolayısıyla biz konutlarımızı bu yönde inşa ediyoruz. Bizim şuana kadar yapmış olduğumuz projelerimizde inşaat aşamasında satışlar biter, hatta hobi olsun diye bir 50-60 tane dairemizi bilerek satmayız daha sonra inşaat bittikten sonra kendimiz satarız. Bu da kendimize bu noktada ne kadar güvendiğimizi gösterir..

Yurtdışından müşterileriniz var mı?

Tabiki de… Mütekabiliyet yasasından bizde faydalanıyoruz. Çok sayıda yabancı müşterimiz var. Yurtdışında Tebriz, Erbil ve Amsterdam da temsilciliklerimiz bulunuyor. Ama yurtdışında daha fazla yoğunlaşmamız gerektiğinin farkındayız o yüzden çalışmalarımız sürüyor.

Yeni projeleriniz neler?

Esenyurt’ta çok yakında startını vereceğimiz, Delta Gold rezidans markasıyla yapacağımız bir rezidans projemiz var, bununla birlikte Delta stiw 1 ve 2 diye biri Beylikdüzü’nde biri yine Esenyurt da olmak üzere iki projemiz daha var. Büyükçekmece sınırlarında ismini daha tam net koymadık ama bir villa projemiz var . Onun dışında da İstanbul içerisinde iyi lokasyonlarda  belki kentsel dönüşüm kapsamında da olabilir daha çok tabi tabela değeri olan bir noktada bir proje düşünüyoruz….

kenan.biter@haber7.com Haber7.com dan alıntıdır.

Etiketler:

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.